Sakarya Kültür ve Doğal Varlıklar Koruma Derneği Yönetimi Çaycuma’yı ziyaret etti

Posted By on 10/12/2025

Sakarya Kültür ve Doğal Varlıklar Koruma Derneği Başkanı  Osman Zor Danışma kurulu Başkanı Orhan Karaman ve Gençlik kolu Başkanı Mustafa Dünya  Okçuluk Dünya birincisi Onur gurumuz.

Çaycuma Kaymakamlığı özel misafirliği?

Misafir agirlamasi % 90 tartişilmasiz saygın Seçkin Değer veren KAYMAKAM Adem Kaya?

Kendi ilgisi ve Şehirdeki kurumla ra bizzat telefon ederek randovi oluşturdu.?

Kurumlara gitmek için rehberi olan birimleri bir rehber ile turu görevli rehber ile kurum Müftüyü makamında ziyaret ettik.

Belediye Başkanı  makamında ziyarette gidince Başkanin üstdüzey misafirler var iken Bizi beklettirmemek için içeri aldı.

Başkan  ile güzel konularda iştişare yaptık ve şehircilik de ilkleri güzel eserler i bize anlatti begendik.?

Ve Kaymakam bey bize özel resturantta yemek verdirtti.?

Çaycuma ziyaret turu nihayetinde Sakarya’ya dönüldü.

Ziyaretimiz Memnuniyeti Tekrar ikinci bir ziyaret özlemdir?

Çaycuma

Oldukça yeni bir yerleşim yeri olan Çaycuma’nın tarihiyle ilgili bilgiler, Osmanlı Devleti döneminde hazırlanan Kastamonu ve Bolu Salnamelerindeki bilgilerle ve sözlü anlatımlarla sınırlıdır. Yerleşim yeri olarak çok uzun bir tarihsel geçmişe sahip olmamakla birlikte bugünkü Çaycuma’nın sınırları içinde kalan topraklar tarih öncesi dönemden bu yana çeşitli ulus toplulukların yerleşimine sahne olmuştur.Tarihsel süreç içinde savaşlar, göçler ve diğer nedenlerle bölgeye yerleşen toplulukların izleri günümüze kadar gelmiştir.

Tarih öncesi dönemde Çaycuma’nında içinde bulunduğu bölgenin adı Paflagonya idi. Paflagonya Bölgesinin batı sınırını Filyos Çayı oluşturuyordu. Karadeniz kıyısındaki Tios (Filyos) bir Miletos kolonisiydi. Paflagonya bölgesine yerleştiği bilinen en eski topluluklar Frigya boylarıdır. İ.Ö.1200’lü yıllarda başlayan ve “Ege Göç Kavimleri Hareketi” adı verilen göçlerle birlikte Bitin, Mariondin,Migdon diye anılan Frig toplulukları Zonguldak ve civarına yöneldi. Ancak bu topluluklar birkaç yüzyıl boyunca siyasal bir örgüt yapısı oluşturamadılar. Kral Gordios ve Midas’ın öncülüğünde siyasal yapılanma içine girdilerse de yöredeki Frig egemenliği Kimmerler tarafından ortadan kaldırıldı. İ.Ö. VII.yy başlarında Kafkasya’dan Anadolu’ya giren Kimmer boyları Frigya’ya ardı arkası kesilmeyen seferler düzenledi. Bu seferlerin sonucunda Frig Kralı III.Midas Kimmer savaşçılarına yenik düştü ve İ.Ö. 676’da Frig Krallığı ortadan kalktı.

Kimmerler,Paflagonya’daki varlıklarını İ.Ö. 630’lara değin sürdürdüler ancak Lidyalılar ve Asurlular’la yaptıkları savaşlar sonucunda zayıf düştüler ve en sonunda Med Devleti karşısında tutunamayarak Anadolu’yu terk ettiler.

Kimmerler2den sonra İ.Ö. VI.yy başlarında Lidya Devleti bölgede egemenlik sağladı. Yine aynı yıllarda,Batı Anadolu kıyılarında yaşayan kimi Megaralılar ve Boitoiyalılar bölgeye geldiler. Karadeniz’in kuzeyinden getirdikleri malların boşaltılabileceği “emperion”lar (küçük ticari iskeleler) kurmaya yöneldiler. Tios (Filatairos/Filyos) bunklar arasında önemli bir koloniydi. Ancak perslerin, Lidyalıları İ.Ö. 546’da yenilgiye uğratmasıyla bölgedeki Lidya egemenliği de son buldu.

Persler, Anadolu’ya egemendiler ama Tiios (Filyos) gibi koloni kentlerin yönetimine “tiran” adı verilen kendi yandaşlarının getirilmesini sağladılar. İ.Ö.334’de Anadolu’ya geçen Makedonya kralı İskender, Pers ordusunu Gronikos Çayı yakınlarında yenilgiye uğratınca Perslerin Batı ve Kuzeybatı Anadol’daki üstünlüğü sona erdi. İskender bölgeyi Makedonyalı subayların yönetimine bıraktı.

Romalılar döneminde, Romalı soylulardan ve ünlü yöneticilerden Balbinus, İmparator Maksimunus (İ.Ö.235-238) zamanında çeşitli vilayetlerde sivil yönetime geçişe yönelik düzenlemeler yaptı ve bölge Doğu Roma İmparatorluğu içinde kaldı.

VII.yy başalarında, Bizans İmparatoru herakleios döneminde ülke “thema” (vilayet) denilen yönetsel birimlere ayrıldı. Bölge de bunlardan “Opsikion Theması” içinde yer aldı.

Paflagonya kıyıları 1204’den sonra Komnenos soyundan gelen David tarafından ele geçirildi.

1071 Malazgirt savaşı’ndan sonra türk boyları kitleler halinde Anadolu’ya akmaya başladı. Malazgirt zaferinden hemen sonra Alp Arslan (1072) öldürülünce yerine oğlu Melikşah geçti ancak Türkler arasındaki iktidar kavgası bir türlü bitmek bilmiyordu. Alp Arslan’a karşı ayaklanmış olan Kutalmışoğlu Süleymanşah ve kardeşi Mansur Anadolu’ya girdiler ve kısa sürede Konya’dan İznik2e kadar olan bölgeyi ele geçirdikten sonra 1075’te Anadolu Selçuklu Devletini kurdular. Ancak Bizans egemenliğindeki Zonguldak ve yöresine yönelik Türk saldırıları geçicii akın olmaktan öteye gidemiyordu.

1084 yılında I.Aleksios’un bölgedeki valilerini askerleriyle birlikte İstanbul’a ttoplantıya çağırmasını fırsat bilen Süleymanşah’ın komutanlarından Emir karatekin, Ulus, Bartın, Devrek topraklarını ele geçirdiikten sonra kıyıya yönelerek Zonguldak yöresini bütünüyle ele geçirdi.Büyük Selçuklular ile Anadolu Selçukluları arasındaki çekişme yeniden başlamıştı. Çekişme sonucu Anadolu Selçukluları büyük bir sarsıntı geçirdiler. Emir Karatekin’de Bizanslılar karşısında direnemeyince bölge yeniden Bizanslıların eline geçti.

Anadolu Selçukluların çöküş döneminde Candaroğulları Beyliği bağımsızlığını ilan etti (1335). Sinop’tan Safranbolu’ya kadar uzanan bölgede egemen olan Candaroğulları beyliklerini hem Bizans’a, hemde Osmanlılar’a ve öbür beyliklere karşı korumaya çalıştılar. Candaroğulları en çok Osmanlı Devleti tedirgin ediyordu. Candaroğlu Süleyman Paşa’nın bir kaç kez Orhan gazi ile savaştığı biliniyor.

Amasra’ya kadar uzanan kıyı bölgesinin ve iç kesimlerin Osmanlı topraklarına katılması; Cenevizlileriin, Bizanslıların ve Candaroğullarının egemenliğinin kesin olarak sona ermesi Fatih Sultan Mehmet döneminde oldu. Fatih Sultan Mehmet aynı zamanda Candaroğulları beyliğinide ortadan kaldırdı.

Manda Yoğurdu

Çaycuma deyince akla ilk gelen şey manda yoğurdudur. Yoğurt Çaycuma’yı tanıtan Çaycumalıların kültürünü yansıtan bir simge olmuştur. Çaycuma doğal yapısı itibarıyla tarıma elverişli alanlar ve onunu etrafını çeviren yaylalar ve yeşillik alanlarla doludur. Bu nedenle yörede büyükbaş hayvancılık önemli bir yer teşkil eder. Bölgede yetiştirilen en önemli büyükbaş hayvan mandadır.

Çaycuma yoğurdunun özelliği, hayvanların doğal yollardan beslenmesine bağlı olarak yılın 11 ayı yeşil kalabilen doğal meralarda otlamalarıdır. Mandalar yılda sadece 1 ay köylünün kendi tarlalarında yetiştirip kuruttuğu otları tüketmektedir. Çaycuma manda yoğurdunun kendine has mayhoşumsu bir tadı vardır.

Yoğurtçuluk, Çaycuma yöresinde kırsal kesimde yaşayan halk için önemli bir geçim kaynağıdır. Kaymağının iki parmak kalınlığında olması ve yoğurdun katı olması tercih sebebidir. İçindeki su oranı çok daha azdır. Çeşitli üniversitelerin ve yapılan bilimsel çalışmaların ışığında gönül rahatlığı ile söylenebilir ki manda yoğurdu her derde devadır. Kırsal kesimdeki halk, birine hediye götürmek istiyorsa bu yalnızca manda yoğurdu olacaktır.

Antik Teion-Billaos Kenti ve Filyos Kalesi

Bakanlar Kurulunun 26.04.1999 tarih ve 99/12698 sayılı kararı ile beldemizin “HİSARÖNÜ” olan ismi ”FİLYOS” olarak değiştirilmiştir.-Filyos Beldesi’nin Tarihçesi Zonguldak ili Çaycuma İlçesi Filyos Beldesi, Billaios (Billaeus-Filyos)nehrinin Karadeniz’e döküldüğü alanda kurulmuştur. İlk Çağlarda nehrin adından dolayı Billaios adıyla biliniyordu. Bu sözcük paila (Su geçidi) sözcüğüne (Tireios) takısının eklenmesi ile Pailaios, Billaios biçimlerinde kullanılmış Filyos adı da muhtemelen bu sözcükleri zamanla ses değişimine uğramasından ortaya çıkmıştır. Kentin diğer yaygın adı Tieion’dur. Kimi kaynaklarda Tieion (Tion-Tiun) olarak geçen bu sözcük Aziz Stephanos’a göre kentin kurucusu rahip Tios’tan (Tios’un kenti anlamında) gelmektedir. Paflagonya ili Bitinya topraklarının  kesiştiği alanda kurulmuştu. İran kıralı kros’un Lidya Krallığına son vermesi ile Filyos Bölgesi İran’a daha sonra da büyük İskender zamanında Paflagonya ile birlikte Makedonya’ya bağlandı. M.Ö.301 tarihinde roma imparatorluğu ikiye bölününce Selçuklular ve Cenevizlilerin hakimiyetine geçen Filyos 1459 –1460 tarihlerinde Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğuna bağlandı. Tarihi eserlerin birçoğu Roma, Bizans ve Cenevizlilere aittir. Beldemizde büyük bir mağara,denize uzanan kale, açık hava tiyatrosu, antik liman, su sarnıcı, açık ve kapalı kilise vb. tarihi eserler mevcuttur. Halen kazı çalışmaları devam etmektedir.Tarihi eserlerin ortaya çıkartılması halinde Çaycuma İlçesi’nin Filyos Beldesi daha çok iç ve dış turizmin gözbebeği olacaktır.

Çayır Köyü Su Mağarası

Çaycuma’ya bağlı Çayır köyünde bulunan mağara doğa harikasıdır. İçine girilebilir.   Mağaranın Soğuk ve temiz akar suyunda alabalık yetiştiriliyor. Mağara önünde piknik yapabileceğiniz alan bulunmaktadır. Ayrıca Çayır köyünde biri mağara yakınında, diğeri köy merkezinde; 2 adet tarihi köprüde bulunmaktadır.

Çaycuma’nın Zeugması

İlçemize bağlı Kadıoğlu Köyü’nde ikamet edene Nizamettin Oral tarafından 24 Ocak 2008’de bahçesine sera kurarken Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait olduğu tahmin edilen Zeugma benzeri taban döşeme mozaikleri bulunması sonucu bu alan, Kültür Bakanlığıtarafından koruma altına alınmıştır. Müze Müdürlüğü arkeologlarından Handan Özalpay başkanlığında başlatılan kazı çalışmaları yeni boyut kazanmış taban döşeme mozaiğin ardından çevresindeki çalışmalarda bir villa olduğu tahmin edilen bir yerleşim kalıntısına rastlanmıştır. Arkeolog ÖZALPAY, yerleşim kalıntısının M.S. 250–260 dönemine ait olduğunu, bir adet Gümüş sikke bulduklarını, ayrıca bahçenin yakınında küçük bir taban döşeme mozaiğine daha rastladıklarını kaydetmiştir. 2 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Özel İdare tarafından yürütülen kazı ile gün yü züne çıkarılmaya çalışılan mozaiklerin Roma dö nemine ait olduğu belirtiliyor. Zeugma’da ortaya çıkarılan mozaiklere benzetilen Kadıoğlu Mozaikleri ve etrafındaki tarihi kalıntılarla Çaycuma tarihi konusunda da önemli bulgular elde edildi. Son ola rak ortaya çıkarılan ve bir villaya ait taban mozai ği olduğu belirtilen bulguda oldukça ilginç ve net desenler görenleri hayran bırakıyor. Kazı çalışmaları ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri tarafından alınan bilgilere göre: 24.01.2008 yılında mülkiyet sahibi tarafından sera yapmak için açılan alanda ortaya çıkan mozaiğin görülmesi ile, alan tescile önerilmiş ve kurtarma kazısı yapılması ge rektiği Kültür Bakanlığına bildirilmiştir. Kültür Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Ge nel Müdürlüğü’nün 04.03.2008 tarih ve 39345 sayılı kazı izni ile mozaiğin ortaya çıktığı alan da Ereğli Müze Müdürlüğünce kazı çalışmalarına 27.05.2008 tarihinde başlanmıştır. Kazı çalışmaları sırasında alanın temizlenme si ile ortaya çıkan çok renkli tesseralardan oluşan zemin mozaiği, dıştan içe doğru geometrik motiflerden oluşan geniş bantlarla ortadaki panoyu çevrelemektedir. Bulunan odanın kuzey tarafında yer alan 1×5 metre ebatlarıdaki dikdörtgen çerçeve içerisinde Tanrı Erosların Eşleri Psykhe’lerle birlikte denizde balık avı sahnesi bulunmaktadır.         Kazı çalışmalarında bulunan, LYKURGOS ve AMBROSİA Mozaiği:bir üzüm bağı içinde betimlenmiş kompozisyonun so lunda bir erkek figür sağma ise bir kadın figürü bu lunmaktadır. Erkek bir balta tutan sol elini havaya kaldırmış kadının üstüne yürümektedir. Bu bir üzüm bağında bir erkeğin kadına saldırma sahnesidir. Tanrı Dionysus’a hakaret etmiş Trakya Kralı Lykurgos’un Ambrosia’ya saldırısını betimlemektedir.31.07.2009 tarihinde Kültür Bakanlığı’nın izinleri doğrultusunda çalışmalara devam edilmiş ve figürlü taban mozaiğinin yanında, geometrik motiflerden oluşan ve figürlü mozaik tabanda kullanılan tessera-lardan daha büyük tesseralar kullanılarak oluşturul muş ikinci bir oda daha ortaya çıkartılmıştır. 2008 ve 2009 yılları içinde iki odası ortaya çıka rılan  M.S. 3’üncü yüzyıla ait (Roma dönemi) villa yerleşimi mimari tarzı mozaiklerin yayılım alanını görebil mek amacıyla 2010 yılı sezonunda da Kdz. Ereğli Müze Müdürlüğü başkanlı ğında, Arkeolog Ünver GÖÇEN’in sorumluluğun da kazı çalışmalarına 12 işçi ile devam edilmiştir.Bu çalışmalar ile III. bir oda ve su yolu ile ay rılmış II. villaya ait olduğunu düşünülen yeni mozaikli oda daha ortaya çıkartılmıştır. Kabul ya da toplantı salonu olduğu tespit edilen oval mimari tarzı odanın zemin mozaiği, dıştan içe doğru geniş bantlarla, yaprak ve dalga motifleri ile ortadaki panoları çevrelenmektedir. Kare çerçeveler içinde yapılmış sarmallar için de 20 adet av sahneleri, hayvan mücadeleleri yer almaktadır. Yine zemin mozaiğinde köşelerde sakallı dört erkek masklarının başlarından çıkan Eros, arslanlar ve domuzlar tarafından taşınan sarmallar ve bitkisel motifler yer almaktadır. Kadıoğlu Köyü Zonguldak sı nırlan içerisinde ve Zonguldak’ın 45 km güney doğusunda Çaycuma İlçesi’nde yer almaktadır. Çalışmalar bitildiğinde LYKURGOS ve AMBROSİA Mozaiği Çaycuma’da ziyaret edilebilecek yerler arasına girecektir.

İlgili Terimler :

YORUMLAR